IMG_6876İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilcilik Başkanı Emin Havlioğlu, yaptığı basın  açıklamasında, deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Türkiye’nin deprem kuşağı üzerinde bulunduğunu ve deprem gerçeğiyle yaşamamız gerektiğine dikkat çeken Başkan Havlioğlu, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Türkiye dünyanın en önemli deprem kuşaklarının birisi üzerinde bulunmaktadır. Ülke Topraklarımızın %92’si, nüfusumuzun ise %98’i deprem tehdidi altındadır.Bu denli yüksek deprem riskine rağmen ülkemizde ki “Deprem Bilinci” yeterince gelişmemiştir. Başta konutlar olmak üzere ülkemizdeki yerleşimlerin planlama ve yapılanma süreçlerinde depreme duyarlı bir yaklaşımın benimsenmemiş olması yaşadığımız her depremde beklenenden çok daha fazla can ve mal kaybına neden olmaktadır. Hepimize derin acılar yaşatan bu sorunun üzerinden gelebilmek için toplum olarak depreme olan yaklaşımımızı gözden geçirmek ve deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmemiz gerekmektedir. Türkiye’nin yakın geçmişindeki en büyük toplumsal travmalardan biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden tam on dört yıl geçti. Tarihin acı bir ironisi; yaşadığımız her büyük felaketten sonra her şeyi unutuyor, ardından aynı felaketleri değişik biçimlerde yeniden yaşamaya mahkum oluyoruz. Mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak amacımız, tüm toplum katmanlarında deprem duyarlılığının geliştirilmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. İnşaat Mühendisleri Odası İskenderun Temsilcilik yönetiminin depremlerin afete dönüşmemesi için önerilerini şöyle özetleyebiliriz. Depremlerden ve diğer bütün doğal afetlerden korunma yönündeki istemler, en temel insan hakları arasında ele alınmalıdır. Daha güvenli, daha sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrenin her yurttaş için temel insan hakkı olduğu kabul edilmelidir.
• Doğal, ekolojik, toplumsal değerleri koruyan, yaşatan, geliştiren bir arazi kullanımı ve yerleşim politikası temelinde planlı kentleşmeyi sağlamak üzere gerekli kaynak ayırmak ve gerekli organizasyonları gerçekleştirmek kamu idaresinin görevi olmalıdır. Deprem kuşağında yer alan ülkemizde yerleşim, bu gereklilik eşliğinde planlanmalıdır.
• Yapı üretim süreci bir bütün olarak algılanmalıdır. Bu üretim zincirinde ilk halka olan “projelerin tasarımı” safhasından başlayarak “projelerin uygulanması” ve “uygulamanın denetimi”nin aynı titizlikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
• Kaçak ve denetimsiz yapılaşmayı artıran faktörlerin başında gelen imar aflarından vazgeçilmelidir.
• Deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalara ilişkin kamu ve toplum yararını temel alan Ulusal Deprem Stratejisi, Türkiye Deprem Master Planı ve Afet Yönetimi Stratejik Planı oluşturulmalıdır.
• Yapı denetim uygulamasını yönlendiren her türlü karar sistemi, ilgili bütün kurum ve kuruluşların katılımıyla oluşturulmalıdır. İmar, Yapı, Dönüşüm Alanları, Yapı Denetim ve Afet Yasaları TMMOB ve bağlı ilgili Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzenlenmeli; bu kuruluşlar mevzuat sürecinin asli unsurları olarak tanınmalıdır.
• Mevcut Yapı Denetim Yasası’nın öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine; meslek örgütlerinin sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama yapılmalı, tasarım,üretim ve denetim süreci modeli benimsenmelidir.
• Yapı üretimi sisteminin asli öğelerinden olan müteahhitlik kurumu yeniden tanımlanmalı, sistem meslekten olmayanlara kapatılmalıdır.
• Gerek yapılar için, gerekse yapı üretim sürecinde bulunan ve gerekse sorumluluk üstlenenler için, “Mali Sorumluluk Sigortası” ve “Mesleki Sorumluluk Sigortası” hayata geçirilmelidir.
• Denetim ücretlerinde haksız rekabet önlenmeli ve denetimin “kamu yararı” gözetilerek müteahhit-denetim firması ilişkisi birbirinden koparılmalıdır.• Yapımcı okullar, hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının konunun uzmanı mühendisler tarafından tespitine yönelik çalışma başlatılmalı, üniversiteler, TMMOB’ye bağlı ilgili Odalar ve Belediyeler bu çalışmada yer almalıdır.
• Bir deprem ülkesi olan ülkemizde, siyasi iktidarlarca umursanmadığından hareketle deprem gerçeğini sürekli gündemde tutmaya yönelik çalışmalar etkin olarak yapılmalıdır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.