İstanbul’da Bilfen Şirketler Grubu’nun Genel Müdürlük binasında Hatay Yaşam Medya Grubu kurucusu Sadullah Aslan ile Metropol VIP Dergisi kurucusu Seyhan Tan’ı sıcak bir ilgiyle karşılayan Bilfen Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanvekili Fatih Öztürk, başarıyı gelenek haline dönüştüren Bilfen’in kilometre taşlarına ışık tuttu. İşte bu keyifli söyleşiden satırlara yansıyanlar…
• Bilfen Eğitim Kurumları eğitimde kaçıncı yılını doldurdu? Yurt genelinde kaç öğrenci eğitim görüyor, kaç personel görev yapıyor?
Bilfen 1988 yılında kuruldu. Eğitimde 29.senemiz. Aslında özel eğitimciliğe başlayışımız çok daha eskilere dayanır. 1972 yılında İstanbul Ortaköy’de Turizm Otelcilik Meslek Lisesi’ni devralmamızla eğitimciliğe start verdik. 1987 yılında Türkiye’de ilk özel fen lisesi olan Üsküdar Fen Lisesi’ni açtık. Babam Osman Öztürk, Bilfen adının bir marka olarak kullanıldığı ilk girişimi olan Özel Bilfen Lisesi ve Ortaokulu’nu 1988-1989 eğitim döneminde hizmete açtı. Hemen bir yıl sonra ise Özel Bilfen İlkokulu ve Anaokulu eğitime başladı. Faaliyete geçtiğimiz ilk yıl, anaokulunun 26, ilkokulumuzda 45, lisesinde ise yalnızca 17 öğrenci vardı. Şu an 16 binin üzerinde öğrencimiz var. Önümüzdeki sene 18-20 bin aralığında bir öğrenci sayısına ulaşacağımıza inanıyorum. 6 bine yakın çalışan var. Çalışan sayımızı takip etmekte zorlanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öngördüğü ‘Türkiye’deki şirketler yüzde 5 istihdamını arttırsın’ hedefine de katkı sağlıyoruz. Bu yıl personel kadromuzda yüzde 10’a yakın bir artış olacağını söyleyebilirim. Biz devletimize ve hükümetimize inanıyoruz. 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de bir milat yaşandı. Dört-beş yıl sonra çok daha güçlü ve sağlam temellere dayalı bir Türkiye olacak. Cumhuriyetimizin 100. yılında sayın Cumhurbaşkanımızın hedef koyduğu ‘100 dünya markası’ndan biri olmak için de hem yurt içinde hem de yurt dışında tüm dinamiklerimizle yol alıyoruz.
• Eğitim kalitesini Türkiye’nin farklı bölgelerine taşıyan Bilfen Okulları, geçtiğimiz yıl yeni kampüsünü İskenderun’da hizmete açtı. Neden İskenderun? İskenderun’u sizin için özel kılan faktörler nelerdir?
İskenderun’a o güne kadar hiç gitmemiştim. İskenderun, ilk gittiğimde bana İzmir’i çağrıştırdı. Eşim Adana’lı. İskenderun Anadolu insanının sevecenliğini, misafirperverliğini, samimiyetini ve hoşgörüsünü fazlasıyla taşıyan bir şehir. Tüm bu faktörlerin İskenderun’a yatırım kararımızda olumlu katkıları olduğunu söyleyebilirim.
• Bir süre önce de Bilfen Eğitim Kurumları tarafından, kampüs inşaat yatırımını üstlenen bölgemizin saygın gruplarından Egemen Grup’tan kampüsün yüzde 50’sinin satın alındığı açıklandı. Bu konu hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?
İş dünyasında saygın bir yeri olan Egemen Grup ile İskenderun’da yola çıktık. Egemen Grup’un sahipleriyle tesadüfen tanıştık. Kendileri hoş, kadirşinas ve hem bölgeye hem de ülkeye değer katmış insanlar. Ortaklık bir nevi evliliktir, kader birliğidir. Her ticarette olduğu gibi para kazanma şansınız da var, para kaybetme olasılığınız da. Yalnız İskenderun için konuşmuyoruz. Bilfen bayrağının olduğu her yer, o saatten sonra bizim toprağımızdır. İş ortaklarımızın böyle bir düşüncesi oldu. Biz de yüzde 50’lik bir hisseyi devraldık. İş ortaklarımızın ticaret hayatında kalıcı başarılarının devamını diliyoruz. İskenderun’da güzel bir adım attık ve Bilfen ismi bizim orada namusumuz. Tüm okullardaki öğrencilerimizi biz kendi evladımız olarak görürüz. Aileleri de bizim ailemizin bir parçasıdır. Hem öğrencilerimizin hem de ailelerinin bize olan güveni, en büyük hazinedir. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki binalarımızın yüzde 95’i kendi mülkümüzdür. Sadece 3-5 tane anaokulu kiralıktır. Anadolu’da da sadece İskenderun ve Antalya’da ortaklık yapımız var. Diğerlerinde de kiralık binalarda hizmet veriyoruz. Bilfen güçlü bir marka ve biz önce eğitimciyiz. Ticaret bizim için ikinci plandadır. Bilfen’in karakteristik bir eğitim sistematiği ve sınırları aşan bir imajı vardır. Bu değerleri korumak ve devam ettirmek bizim için önceliklidir.
• Bilfen İskenderun Okulları’nda uyguladığınız eğitim programından ne tür geri dönüşümler aldınız? İskenderun’da ikinci yılınız olmasına rağmen veli ve öğrencilerin okuldaki eğitim modeline ilişkin genel bakış açısı nasıl?
Türkiye’de eğitim zincirine sahip okullar şube açtıkları zaman ya franchise veriyorlar ya da kendileri açıyorlarsa binayı kiralıyorlar, tabelalarını asıyorlar ve eğitim kadrosunu o şehirden kuruyorlar. Yöneticisine de bir tane kitapçık vermek suretiyle diyorlar ki ‘sen falanca kolejsin, şu kadar kota koyuyoruz, şu kadar kayıt yapacaksın.’ Bizdeki sistem şöyle: Sadece İskenderun için konuşmuyorum. Türkiye’nin neresine okul açtıysak, İstanbul merkezden en az yüzde 35-60 aralığında öğretmeni ailesiyle o şehre taşıyoruz. İstanbul’da yaşayan bir eğitimciye ‘sen İskenderun’a gideceksin’ dediğin zaman, başlangıçta gitmesi zor bir ihtimal olarak görünüyor. İstanbul’daki bir eğitimcinin belli bir düzeni, ailesi, yaşam ritmi ve sosyal çevresi var. Bir anda bunları bırakıp İskenderun ya da bir başka şehre gitmesi kolay olmuyor. Ama sen bu insanı İstanbul maaşıyla gönderip lojmanını verdiğin zaman ve gereken imkanları sunduğun zaman o kişi gönüllü oluyor. Biz de hiçbir personel rotasyonu emrivaki değildir. Çalışanlarımızın kafalarında hiçbir sorun olmadan, her daim mutlu ve huzurlu bir şekilde başka şehirlere gidip tek hedeflerinin öğrencileri yetiştirmek olmalarını isteriz. Bunu yaparak sistemin kendisini oraya taşımış olduk. Bir öğrenci Salı günü İstanbul’dan İskenderun’a taşınıyorsa, Çarşamba günü o programa İskenderun’dan devam etme şansına sahiptir. Böylece öğrenci eğitimden hiç kopmuyor. Zaten TEOG sonuçlarına baktığımız zaman geçen yıl ilk 10’da, 10 tane Bilfen İlköğretim Okulu vardı. Bu rekor bir başarıdır. TEOG sonuçlarında 27 bin ilköğretim okulu arasında ilk 10’da Bilfen’in farklı kampüsleri bir ip gibi arka arkaya dizilmişlerdi. Çok farklı yerleşkelere rağmen, sanki tüm öğrenciler aynı binadaymış gibi bu sistemi yönetiyoruz. Sadece eğitim ve öğretimde değil, yemek menüleri dahi İstanbul’da da, Kayseri’de, İskenderun’da da aynıdır. Eğer bir karar alınıyorsa, tüm Bilfenler için alınıyor. Hiçbir okula özel bir uygulama yapılmıyor. Uygulanan bu tavizsiz modelle ilgili İskenderun’da velilerimizin olumlu dönüş ve düşünceleri bizi fazlasıyla mutlu etmektedir.
• Öğrenci seçiminde hangi temel kriterler ön planda tutuluyor?
Her yıl kayıt sırasında binlerce öğrenciyi geri çeviriyoruz. Bilfen’li olabilmenin belli kıstasları var. Öğrenci için aradığımız kriter şu: Tamam biz özel okuluz, belli bir eğitim ücreti var, ama öğrenmeye aç öğrenci istiyoruz. Çocuğun başarısız olması da önemli değil. Başarısız bir öğrenciyi yetiştiririz, donatırız ve başarılı hale getiririz. Ama bunu ancak öğrenmeye aç çocukta yapabilirsiniz. Öğrenci öğrenmeye aç değilse, bizim de elimizde sihirli bir değnek yok sonuçta.
• Bir öğrenci velisi size “Neden çocuğumu Bilfen’e göndermeliyim?” diye sorsa, yanıtınız ne olur?
Türkiye’de bir çok özel okul var, değişik markalar var, restoranlar var, gazeteler var.. Sizin bir gazete alırken bile, aldığınız gazeteden bir beklentiniz vardır. O gazetenin size hitap etmesi önemlidir. Restoranta gittiğiniz zaman sizin istediğiniz, beğendiğiniz bir yemek türü vardır. Ona göre gidersiniz. Bilfen sadece eğitim ve öğretim odaklı bir okuldur. Atlarla gezdiren, pembe gözlüklerle baktıran okullarda var Türkiye’de. Veli hangisini istiyorsa, hangisini beğenmişse, çocuğunu oraya göndermesi lazım. Veli çocuğunun eğitim-öğretim olarak çok fazla zorlanmasını istemiyorsa alternatifleri çok. Ama eğer veli eğitim ve öğretim odaklı bir sistem istiyorsa, Bilfen var. Tamamen velinin ne istediğine bağlı. ‘Ben çocuğumun mutsuz olmasını istemiyorum, bana ve çocuğuma pembe gözlükler taktırın hayatı toz pembe görmek istiyoruz’ modeline uygun okullar da var, ‘hayatın realitesine göre çocuğumu hazırlayın’ diyen velilere göre de okul var. Reklamlarımızı dahi okullarımızın başarısını halka duyurmak için veriyoruz. Bizim için reklam fısıltı gazetesidir. Siz eğer çocuğunuzu Bilfen’e gönderip memnunsanız, sizin arkadaşınıza Bilfen ile ilgili olumlu paylaşımlarınız en büyük reklamdır.
• Okullarınızda eğitim kadrosunu nasıl oluşturuyorsunuz?
Yönetim kurulunda ben, babam Osman Öztürk ve kardeşim İsmail Cem Öztürk var. Biz yaklaşık 20 senedir tek bir öğretmeni dahi işe almadık. İşe alımda tek bir torpilli öğretmen yoktur. Torpilli öğretmene karşıyız. Biz de sistem şu: Öğretmen başvurusunu yapıyor. Öğretmenin cvsi ilk değerlendirmeyi yapan kişiye ismi , soyismi ve fotoğrafı kapalı bir şekilde sistem tarafından iletiliyor. Değerlendirenler, başvuruyu yapan kişinin ismini ve fotoğrafını göremiyor, sadece niteliklerini görebiliyor. Eğer o CV’de istenilen nitelik varsa o öğretmen okula çağrılıyor ve bilgi düzeyini ölçen bir sınavdan geçiriliyor. Sınavdan başarılı ile geçen öğretmen adayı özel bir rehberlik testinden geçiriliyor. O testi de geçerse, bu defa okula tekrar çağrılıyor ve okulda bölüm başkanlarının, okul müdürlerinin ve koordinatörlerin olduğu bir sınıf ortamında ders anlattırılıyor. Ders anlattırılırken de kameraya çekiliyor. Eğer öğretmen işe alınmayı düşünülüyorsa, öğretmenle kamerada ders anlatırken eksik olduğu yönler paylaşılıyor ve eksik olduğu yönlerin kapatılması için destek verilerek, işe alım süreci tamamlanıyor. Öğretmen adayları işe alım sürecinde okul müdürleri ve koordinatörlerin vasıtasıyla imzayı atarlar. Öğretmenlerin maaşlarını koordinatörler tespit eder. Bölüm başkanları da işe alım sürecini onaylarlar. İşten çıkarma sürecinde de yine yönetim kurulunun hiçbir alakası yoktur. Eğer bölüm başkanı, koordinatör ve okul müdürü öğretmen ile ilgili sıkıntı yaşıyorsa ‘öğretmenle devam etmeme kararı alırlarsa gerekli prosedürler uygulanır ve yollar ayrılır.
• Eğitim kadrosunun zaman zaman görev yeri değişiklikleri sistemin bir parçası mı?
Okulu okul yapan öğretmendir. İyi öğretmen Bilfen sistemiyle iyi öğretmenlik yapar. Bir eğitimcimizin İstanbul’dan İskenderun’a gitmesi, oradan da Bilfen’in bulunduğu bir başka şehre gitmesi sistemin bir parçasıdır. Bu tür rotasyonlar eğitimde kaliteyi daha üst noktalara taşımaktadır. Rotasyon olduğu zaman o öğretmenin yerine kötüsü gelmez. Bu noktada kimsenin bir endişesi olmasın.
• Bilfen Türkiye genelinde TEOG başarıları ile tanınan bir okul. Bu sene İskenderun için de TEOG – 1 de % 96.79’luk bir genel başarı yüzdesi söz konusu. Peki nasıl oluyor da Bilfen her sene bu başarı çizgisini koruyor. Bilfen Eğitim Kurumlarının kalıcı başarısının sırrı nedir?
Bizim eğitim ve öğretimde belli bir görüşümüz var. Eğer belli bir başarıyı yakalamışsak, demek ki savunduğumuz görüşte yanlış yolda değiliz. İnsanlarda bu görüşümüzün karşısında niye böyle yaptığımızın altındaki sebebi öğrenince, bunu haklılıkla karşılıyorlar. Türkiye’de binlerce okul var ve bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın vermiş olduğu müfredata uymak zorunda. Türkiye’de sadece Bilfen, kendi eğitim programlarını Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’na sunmuş ve Talim Terbiye Kurulu Başkanlığından ‘sizin bu müfredatını uygulamanızda herhangi bir sakınca yoktur’ diye iznini almış bir eğitim kurumudur. Türkiye’de tüm okullar aynı model üstünden yürürken, Bilfen kendi müfredatını uygulamaktadır.
• Ulusal bir gazeteye verdiğiniz bir röportajda yurt dışına okul açma ile ilgili planlarınız olduğunu okumuştuk. Biraz da bu konu hakkında bilgi alabilir miyiz ?
2023’te yani Türkiye Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın 100 tane dünya markası hedefi vardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu güzel hedefine katkı sağlamak adına, yurt dışında okul açma düşüncemiz mevcut. Bilfen’in başarılı bir eğitim modeli var. Yurt dışından Bilfen’i gezip görmeye geliyorlar. Bu sistemi yurt dışındaki herhangi bir ülkeye uyguladığımız zaman başarılı olmaması için hiçbir neden yok. İlk olarak İngiltere’de bir okul açma düşüncemiz var. Çalışmalarımıza başladık.
• Bilfen aslında bir şirketler grubu. Lokomotif markanız ise Bilfen Okulları . Biraz da diğer şirketler hakkında bilgi alabilir miyiz? Başka hangi alanlarda faaliyet gösteriyorsunuz ?
Bilfen Şirketler Grubu bünyesinde 20’ye yakın şirket var. Bunların isimlerini şimdi tek tek vermek istemiyorum, ancak tüm bu şirketler kendi içerisinde iyi bir büyüme ivmesi yakaladı. Okullarla beraber 6 bine yakın çalışanımız var. Sadece matbaa yatırımımız 150 milyon Euro’yu buldu.. Yemek üretimi için fabrikalar, tesisler kurduk. 4 ayrı ilde 4 büyük fabrikada günlük yemek üretimi yapıyoruz. Ayrıva tüm Türkiye genelinde yerinde üretim tesislerimiz ile de hizmet veriyoruz. Bu fabrikalarda günde 130 bin porsiyon yemek çıkartılıyor. 20 bin porsiyon Bilfen çatısı altındakiler için, geriye kalan miktar da bizden yemek hizmeti satın alan işletmelere dağıtılıyor. Türkiye’de eğitim yayıncılığında lider yayınevi haline geldik., 81 ilde bayimiz var. Ambalaj, servis ve eğitim-araç gereç vb. faaliyetlerini yürüten şirketlerimiz de mevcut.
• Bugünlerde eğitim camiasında Bilfen çatısı altında Bilnet okulları konuşuluyor. Bilnet’in kuruluş hikayesine ilişkin neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de özel okullarda eğitim gören öğrenci sayısı, toplam sayının yüzde 8’ine tekabül etmektedir. Bilfen Şirketler Grubunun okulculuk alanındaki yeni markası Bilnet Okulları, 2017 -2018 eğitim – öğretim yılından itibaren, Türkiye’nin değişik illerinde faaliyet gösterecek. İlk binasıyla Başkent’ten yola çıkarak Türkiye’nin her bölgesine yayılmayı amaç edinen Bilnet Okulları, Bilfen Okullarının bilgi birikiminin ve başarısının referansı ile eğitim hayatında Türkiye’nin önde elen eğitim kurumlarından biri olmayı hedefliyor. Okulların bir kısmını kendimiz açacağımız gibi bir kısmında da temsilcilikler vererek ilerleyeceğiz. Yeni eğitim – öğretim döneminde 5 ya da 6 okulla başlıyoruz. 3 yıl sonra Türkiye genelinde 60 kampüs sayısına ulaşmamız uzak ihtimal değil.
Fatih Bey biraz da kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Bu kadar yoğun çalışma temposu arasında hobilerinize, dinlenmeye vakit bulabiliyor musunuz?
1973 yılında İstanbul’da doğdum. Lise eğitimimi Bilfen’de tamamlayarak İngiltere’ye gittim. İngiltere’de Bournemouth Üniversitesi’nde Finans eğitimi aldım. 1996 yılında Bilfen Eğitim Kurumlarında çalışmaya başladım. Halen grubun Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürütüyorum. Evliyim ve dört kızım var. Samimiyetle ifade etmek isterim ki ömrümün her günü, her saati çalışmakla geçiyor; ama öğrencilerimizin elde ettiği başarılar ve velilerimizin olumlu yaklaşımları ile akıp giden zaman bizi daha çok gençleştiriyor. Bu kadar iş yoğunluğunuzun arasında bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz. Ben de sizlere teşekkür ediyor, ilkeli ve tarafsız yayıncılık anlayışınızın devamını diliyorum.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.