Hayırsever işadamı Ali Uysal’ın Deniz Alayı civarında yapmayı planladığı proje arazisine vize verilmemesi, sudan bahanelerle projenin geciktirilmesi İskenderun kamuoyunda tepki topluyor.
Bu memlekette taş üstüne taş koyan insanlara üvey evlat muamelesi yapılmasına hiç kimsenin gönlü razı olmaz. Hele hele paradan para kazanan ensesi kalınların varlığının bir hayli fazla olduğu bölgemizde, üreten, vergisini veren hayırsever işadamlarının yoluna çakıl taşı dökmek, yatırımları baltalamaktan başka bir işe yaramaz.
Yatırımcı olmadan vergi olmaz, iş olmaz, aş olmaz, ekmek olmaz.
Bu memlekette yatırımcı işadamlarımız da var…
Ali Uysal gibi…
Uysal her şeyden önce adam gibi adamdır. Vefalı ve dost canlısıdır.
Bugüne kadar sosyal sorumluluk projeleri kapsamında hiç kimsenin hayata geçirmeye cesaret edemediği projelere hayat verdi.
Saygın isim Ali Uysal, Deniz Alayı’nda parselleri birleştirdiği arazide yeni bir inşaat yatırımı yapmayı planlıyor. Araziye ilişkin ne bir ayrıcalık, ne de iltimas istiyor.
Revizyon İmar Planı’nda bölgede verilen yoğunluk neyse, yasal hakkı neyse onu istiyor.
Üstelik imar planı değişikliği de Uysal’ın talebine cevap verebilecek nitelikte.
Manzara böyleyken Uysal’ın yasal hakkı olan talebine ‘olmaz’ demek, yatırımcı düşmanlığıyla eş değerdedir.
Daha önceki dönemde emsallerin havada uçuştuğunu çok iyi biliyoruz.
Yeşil alanların bile ticari alanlara çevrildiği İskenderun’da hayırsever işadamı Ali Uysal’a yasal hakkı olanı vermemek, farklı manalar doğurur.
Memlekette birileri dikey büyüyecek, hayırsever işadamı Ali Uysal’a gelince ‘sen dur’ denilecek, öyle mi?
Nasıl işi yokuşa sürenler komisyonu bahane edip hesap yapıyorsa, unutmasınlar ki Allah’ın da bir hesabı vardır.
