1. İnsülin direnci nedir?

İnsülin; kas, yağ ve karaciğer gibi kan şekerini kullanan, dokulara şekerin alınması ve kullanılmasını sağlayan, pankreastan salgılanan bir hormondur. Kişide insülin direnci varsa şekerin dokulara alınıp kullanılması, yakılması zor olur. Aşırı salınan insülin açlık hissine, daha çok yeme ve atıştırmaya neden olur. Sonuçta insülin direnci gelişir…

  1. İnsülin direnci oluşmasının nedeni nedir?

Genetik yatkınlık insülin direnci nedeni olabileceği gibi obezite, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam da neden olabilir. Günümüzde artan sedanter yaşam tarzı ve fast food tüketimi, insülin direncinin daha sık görülmesine sebep olmuştur

  1. İnsülin direnci kilo vermeyi gerçekten zorlaştırır mı?

Evet, zorlaştırdığı doğrudur. Çünkü insülin direnci olan kişiler çabuk acıkırlar, tatlı istekleri daha fazladır ve çabuk yorulurlar ancak bu durum kilo vermeye engel değildir. Sabırla yapılan sağlıklı beslenme programı ve egzersiz kilo vermenize ve insülin direncinizi bir süre sonra kırmanıza yardımcı olacaktır.

  1. Kişi insülin direnci yüksek olduğundan ne zaman şüphelenmeli?

Yemek sonrası çabuk acıkma, geç doyma, soğuk terleme, el ayak titremesi, aşırı tatlı isteği ve giderek kilo alma kişinin insülin direncinden şüphelenmesi gerekir.

  1. İnsülin direnci nasıl tedavi edilmeli?

Öncelikle hastalığı oluşturan etkenler belirlenmelidir. Bu etkenlere yönelik yaşam tarzı değişiklikleri yapılmalıdır. Vücut yağ oranı azaltılmalı, harcanan enerji artırılmalı ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinilmelidir. Sadece egzersiz ve sağlıklı beslenme ile insülin direnci %60 oranında önlenebilir. Gerekli durumlarda ilaç yardımı alınmalı ancak unutulmamalı ki ilaç tek başına yeterli olmayacaktır.

  1. İnsülin direncinde beslenme tedavisi nasıl olmalı?
  • Diyetisyene gidin ve gerçekçi hedefler belirleyiniz. Haftada 0,5-1 kg ağırlık kaybını hedefleyiniz.
  • İnsülin direncinde beslenme tedavisinin önemli bir noktası da düşük glisemik indeksli gıdaları yüksek glisemik indeksli gıdalara tercih etmektir. Şöyle ki beslenmenizde beyaz ekmek yerine tam buğday ya da çavdar ekmeğini, pirinç pilavı yerine bulgur pilavı ya da kepekli makarnayı, meyve suyu yerine kabuklu meyveyi, gazlı şekerli içecekler yerine ayranı tercih etmelisiniz. Ayrıca glisemik indeksi yüksek hamur işleri, pastalar ve tatlılardan da uzak durmalısınız.
  • Diyetiniz sizi aç bırakacak kadar az kalorili olmamalı yani şok diyetler uygulamamalısınız. Şok diyetler insülin direncini tedavi edemediği gibi uzun vadede daha kötü hale getirebilir.
  • Az ve sık beslenmeyi tercih etmelisiniz. Üç ana öğününüzü (kahvaltı, öğle ve akşam yemeği) mutlaka yapıp bir ya da iki ara öğün eklemelisiniz. Güne erken başlamalısınız. Yatmadan iki-üç saat önce bir şey yememelisiniz.
  • Sebze ve meyve tüketiminizi artırmalısınız. Her öğünde mutlaka salatanızı veya sebze yemeğinizi bulundurmalısınız. Şeker oranı düşük meyveler tercih etmelisiniz. Meyve tüketiminizi iki-üç orta boy meyve ile sınırlamalısınız.
  • Tok tutan, glisemik indeksi düşük, posa miktarı yüksek kuru baklagillere diyetinizde yer vermelisiniz.
  • Katı yağdan, kaymaktan, margarinden uzak durmalısınız. Sıvı yağ tercih etmeli, yemeklerinizde bir tatlı kaşığından fazla yağ kullanmamalısınız.
  • Yemekleri iyi çiğneyip yemek yeme sürenizi artırmalı ve böylelikle oluşan tokluk hissi fazla yiyecek tüketmenize engel olacaktır.
  • Süt ve süt ürünlerini yarım yağlı tercih etmeli günde en az iki kase yoğurt ya da iki su bardağı süt tüketmelisiniz.
  • Kırmızı et yerine tavuk ve hindi gibi beyaz etleri tercih etmelisiniz. Haftada en az iki kez balık tüketmelisiniz.
  • Hareketli bir yaşam tarzı edinilmeli ve haftada en az 3 – 4 gün, 30 – 45 dk spor yapmalısınız.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.