Faşizm ve Faşistlik bütün ülkelere özgü bir olgu olmakla birlikte, İspanya başta olmakla beraber Almanya, İtalya, Macaristan, Irak, Mısır, Suriye, Libya, İran, Türkiye, Kuzey ve Güney Amerika ile birlikte birçok ülkede baş göstermiştir.
Sıradanlaşan ve sıradan olan insanların vatandaşların giriştikleri yasa dışı gericilikler de ve zulümlerde, 1.Dünya Savaşı öncesinde de bilinmeyen olaylar değildi. Tabi bazı belirli açılardan baktığımız zaman Rusya’da yapılan büyük katliamların beraberinde Birleşik Devletlerde ki linçlerin oluşumları ve meydana gelmeleri bunlara da örnek teşkil etmektedir.
Bunlarla birlikte şöyle ki; Birleşik Devletlerde ki kapitalist ve emperyalist güçlerin hizmetlerinde, devletten bağımsız fakat sıkıntılı ve grevlerin meydana gelmesi durumlarında resmi polislerle çeşitli ittifaklar içerisinde hareket etmekte olan özel polislerin oluşumları her zaman olmuştur.
Faşizmle beraber Faşistler ve sosyalist kesimlerin arasındaki veyahut daha doğru ve anlaşılır bir şekilde ifade edersek bunu, proletarya (alt sosyal sınıfı tanımlamak için kullanılan terim) ve burjuvazi arasında ki gerilla savaşlarının, sınıf düşmanlıklarının doğal olarak frenlerinin patlaması ve zincirlerin boşalmasıyla birlikte, 1.Dünya Savaşı boyunca bilinmekte olan ve tarih sayfalarında yerini alan bir takım ikincil koşul ve etmenler tarafından ortalığın nasıl kızıştırıldığını, sadece kısa bir süreliğine karakterleri kişilikleri bozulmuş gibi görünenlerin, ummadığımız zaman süresi içerisinde açığa çıkıp zafer kazanmaları da bu gibi sınıf düşmanlıklarının maddi sonuçları olmaktan başka hiçbir şey değildir.
Bunlarda savaşla beraber, egemen sınıflara karşı en büyük proleter ittifakları meydana getirildi. Bu da başka bir sınıfta mücadele edenlerin, diğer başka bir sınıfta mücadele edenleri açık düşmanları olarak görmesiyle birlikte, sınıflar arasında ki uçurumların olağan dışı bir derinleşmeye yol açmasına sebebiyet göstermiştir.
Egemen sınıflar özellikle güçlerinin büyük tehditler altında olduklarını hissedip gördüklerinde kendi kontrollerini kaybetmeye başladılar.
Şöyle ki egemen sınıflar belki de en çok, teoride ve kanunların vasıtasıyla her zaman kınadıkları şiddetlere ve iç savaşlara başvurmadan kendilerini koruyamayacakları hislerinden rahatsız olmuşlardır.
sıte copyBunu da tam olarak şöyle ifade edebiliriz.
Burjuvazinin yaklaşık bir asırdan beridir kurumlarının üzerine inşa ettikleri temel ve ilkelerinin altlarını tamamen oymak demektir.
Proleter (proletarya: alt sosyal sınıfı tanımlamak için kullanılan terim- proleter: bu sınıfa mensup olan kişiler. Karl Marx’a göre de: Proletarya: üretim araçlarına sahip olmayan sınıf. Proleter: ücret alan işçi ) tehdit, faşizmin ve faşistlerin bugün ondan bir milis gücünün ve toplanma noktalarının oluşumları meydana getirilmesiyle birlikte, egemen sınıflarının arasına bir blok içinde birleştirmeler meydana getirildi.
Egemen sınıflar sadece burjuvaziyi kapmamakla beraber, en geri görüşlü olan tabakaları, devletlerin himayeleri altında küçücük bir parazit gibi kıt kanaat geçinmekte olan bütün kastları yahut onlara siper olanları da içermekle birlikte oluşumları da bunlardan meydana gelir.
Himayeleri altındaki sanayileriyle birlikte, devletlerini de ayakta tutan bu insanlar (günümüze bakıldığı zaman sürecinde mamut boyunlarını almış olanlar ) polislerin çoğu, üst bürokrasilerde ve diğer adli teşkilatlar bütün bunların değişik bir manzara yapısıyla faşizme ve faşistliğe ne kadar yatkın olduklarını az çok görüp anlamaktayız.
Tabi bu arada şunları da eklemeden olmaz.
Bunların gelenekleri ve doğalarında olan gerekleri sonuçların da geri görüşlü olan, köylülerin talepleriyle köşelere sıkışanların, uzun vadelerden bütün karlardan, yani mülkiyetlerin sağladıkları ayrıcalıklardan vazgeçilmedikçe, bu gibi taleplerin önlerini kesemeyecek olan toprak sahibi burjuvazileri de eklemek gerekir.
Kendi yakalarında rozet taşıyan faşistlerin sayısı aslında oldukça azdır, fakat bunlar da kendi güçlerini gizli olan saflardan, toplumdaki en üst muhafazakar güçlerinin bütününden dolaylı veya dolaysız yardımlarından beceriksiz bir şekille örtük olan yardakçılığından almaktadırlar.
Faşizm büyük gerçeği budur!
Faşizm, her kesimden ve her toplumdan önce egemen sınıfın, gereğinden fazla talepkar, mücadeleci ve birleşmiş olduğu düşünüldüğü, proletaryaya karşı şiddetin en büyüğüne dayalı silahlı savunma teşkilatı ve aracı olarak, savaşların sürdürülmesini temsil etmektedir.

“ Mehmet KIZILKAYA “

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.