Pek farkında olmasak da ağız ve diş sağlığı, sağlıklı bir yaşamın temelini teşkil eder. Konunun önemine binaen ağız ve diş konusunda uzman ve başarılı bir isim olan Diş Hekimi Dt.Lütfü Güler ile geniş bir röportaj gerçekleştirdik. Biz sorduk, Dt. Lütfü Güler samimi cevaplar verdi. İşte bu keyifli röportajdan satırlara yansıyanlar…
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1972 Antakya doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve liseyi İskenderun’da tamamladıktan sonra Ankara’da Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne 1990 yılında girip, 1995 yılında bitirdim. Oradaki tedavi bölümünde 3 sene araştırma görevlisi olarak görev yaptım. Daha sonra İskenderun Devlet Hastanesi’ne tayin oldum. 1998’den bu yana İskenderun’da diş hekimi olarak hizmet veriyorum.
Hastalarınızda en çok karşılaştığınız diş problemi hangileri?
İnsanlar en çok ağızdaki kanama problemiyle muayenemize gelmektedir. Hastanın yanlış bilgilerle bilgilendirildiği veya internetten öğrenmiş ve doğru olduğunu sanmasından kaynaklı yanlış veya eksik bilgilerle dişlerinin kanadağını zannediyor. Ama asıl kanayan organ diş etleridir. Dişin etrafını çevreleyen diş etlerinde fırçalamanın eksik olmasına bağlı üzerinde biriken gıda atıkları, bakteri plağı ve mikro organizmaların yoğunluğuna bağlı olarak diş eti problemlerinden kaynaklı kanamalardır. Çok sayıda diş çürüğü olan hastalarımız var. Maalesef ağaç yaşken eğilir, balık baştan kokar atasözleri boşuna çıkmamış. Çocuklarımızın eğitimlerinde hala yeterli seviyeye gelemedik. Diş fırçalama alışkanlığımız hala zayıf. İnsanların bir yılda tüketmeleri gereken nasıl ki et, süt, yumurta miktarını konuşuyorsak, üç ayda bir diş fırçalarını değiştirmeleri gerekirken hala diş fırçası olmayan insanlarımız var. Geçen sene diş fırçamı almıştım diyerek etkisini yitiren bir fırçayı ağza götürerek diş fırçaladığını zanneden hastalarımız var. Bu konuda elimizden geldiği kadar hastalarımızı ücretsiz muayene ederek, onları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Tabii gücümüzün yettiği ölçüde.
Hastalarınızın sizi seçmesindeki en önemli faktörler olarak neleri sıralarsınız?
Hastalara aşırı derecede güven verebildiğime inanıyorum. Bu güvende biraz da “Doğrucu Davut” olmaktan kaynaklanıyor. Yalanı bilmiyorum. Hastalar daha doğrusu insanlar diş sağlığı ve hastalıkları konusunu detaylı bilmediklerinden dolayı tedavi olmaktan çekiniyorlar. Bilmedikleri şey de insanları tamamen huzursuz ediyor. Ama siz yaptığınız işlemi hastaya başından sonuna kadar tüm aşamalarını anlatırsanız hastalar ikna oluyorlar. Bir dönem üç yıllık araştırma görevlisi olarak görev yapmış ve öğrencilere bir şeyler verebilmenin hazzını yaşamıştım. Aynı hazzı hastalarıma bir şey anlatırken de yaşıyorum. Hastalar doğru bilince ulaşınca korkmaktan vaz geçiyorlar.
Diş çekiminden korkanlar ne yapmalı?
Aslında korkulacak bir şey yok ama insanların hani bilinç altlarına inme şansımız da pek yok. İnsanlarla çok güzel iletişim kurup onların dertlerini dinliyoruz ama çocukluktan gelen kötü bir anı insanı diş hekiminden soğutuyor. Maalesef bunda ebeveynlerinde rolü çok büyük. Gelen hasta muayenehanenin içinde yaramazlık yapan çocuğa kızıp ‘söylerim amcaya bak iğne yapar sana’ dediği için çocuklarda iğne fobisi oluşuyor. Diş çekimi de maalesef iğnesiz olamayacağı için çocuğun aklına yerleşen bu olay yaş ilerlese de maalesef kendisinde bu kötü izlenim kalıyor. Eskiden diş çekimi için berbere giderlermiş, köylerde diş hekimi olmadığı için berberler diş çekermiş. Şimdi teknolojinin de imkanlarıyla çok hijyenik şartlarda kaliteli diş hekimlerimiz insanları sağlığına kısa zamanda kavuşturuyor.
Başarınızın sırrı nedir?
Bir insanın başarılı olması için önce yaptığı mesleği sevmesi gerekir. Diş hekimliği fakültesinden önce Ankara Fen Fakültesi Fizik Bölümü’nde eğitim aldım. İnsanların sağlık problemlerinde onlara böyle daha faydalı olabileceğimden bu mesleği seçtim. İşimi özenle yapıyorum ve başarılı olduğuma inanıyorum. Başarılı olup olmadığım kanaatini verecek olan hastalarımdır.