Doğu Akdeniz’in mozaik kültür kenti olan Hatay ve merkezi olan Antakya,farklı dil din ve inançların,gastronominin,tarihin ve turizmin farklı mozaik parçalardan oluşmakla beraber, kendi içerisinde çok zengin bir potansiyel barındırmaktadır.
Hatay farklı inançların kültürlerin yaşandığı medeniyetler beşiğinden biri olmakla beraber,binlerce yıl öncelerine dayanan farklı bir tarih kokusuyla birlikte,hala yerleşim yeri olan mozaik kültür kenti Hatay,dünyanın en eski tarihi kokan kentlerimizden biridir.Bin yıllara yaklaşan tarihin mirası olan mozaik kültür kenti Hatay,kendi içerisinde büyük zenginlikler barındırıyor.
Ortadoğu’nun coğrafyasının beyni olan ve coğrafi konum bakımından Asya’yı Avrupa’ya bağlayan İpek Yolu’nun limanları konumunda olmasıyla beraber bütün illerden farklı olarak çok hızlı bir şekilde büyüyerek ve zenginleşen bölge şehirleri doğal olarak da için de bulunduğumuz savaş dönemlerin bulunduğu zaman zarfı içerisinde emperyalist güçlerinin hedeflerinden olmakla birlikte tarihler boyunca sürekli olarak bir çok kanlı savaşında sahne alındığı kentlerimizden biridir.
IMG_5855Hatay ve Antakya başta olmak üzere günümüz sınırlarında kalan bir çok farklı şehirlerin ve bir çok medeniyetlerin hakimiyetlerine girip çıkmakla beraber Hıristiyanlığın adını aldığıyla yayıldığı ilk şehir olan Antakya’nın Kuran-ı Kerim de bulunan Yasin Suresi’nde Ortadoğu’nun topraklarından yani olayların geçtiği toprakların bu şehirlerden olduğu da farklı bir maddi değerlerinin yanında da maneviyat manasında da ne kadar farklı olduğunu yazmak istedim.
Binlerce hatta yüzyıllarca yaşanan istilalarıyla beraber bunların sonuçlarının oluşumlarından meydana gelen ve yerleşen değişik medeniyetlerin en büyük mirası olan mozaik kent değişik din,dil ve etnik kökenden oluşan insanların kardeşçe bir arada yaşamaları farklı bir mozaiğin meydana geldiği de gözlerden kaçmamaktadır.
Geçmişten günümüze kadar yaşanan onca vahşetlere maruz kalan bölge insanları,savaşlardan geriye sadece gözyaşları ve yürek acıları adeta genlerine işlenildiği için her zaman barış ve kardeşlik içinde yaşamayı seçmiş olup öyle yaşamak istiyorlar.
Bu kutsal toprakların en kadim halklarının hoş görülü yaklaşımları sayesinde İslamiyet, Hıristiyanlık ve Museviliğin yıllardır bir arada yaşayabildiği şehir, adeta bir açık hava müzesini andırıyor.
Türk Kürt ve Araplar başta olmak üzere Ermenilerin, Yahudilerin, Ortodoksların,Katoliklerin ve bunlarla beraber Protestan Hıristiyanların bugün birbirlerinin bütün inançlarına örf adetlerine ve tüm inançsızlıklarına saygı duyulmakla beraber bütün insanlar bir arada mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedirler.İçinde kalbinde güzel şeyleri barındıran bu mozaik çok kültürlü kentimizde günde beş vakit Ezan-ı Şerif’in okunduğunu,pazar günlerinin kilise çanlarının davetkar bir şekilde tınılarını da duymakla birlikte,Müslümanların kutsal sayıldığı yeri olan camiye ve de Hıristiyanların evleri yani kutsal sayıldığı yeri olan kiliseye gidip gitmeme insanların özgürlüğünde olan,tamamen insanların istekleri ve tercihlerine bağlı olan bir kenttir.
Ramazan aylarında ulu ortada yemek yiyenleri asla bulamazsınız,oruçlar tutulmadığı zamanlarda sorgulanmamakla birlikte hiç kimse kimseye baskı yapıp neden oruç tutmuyorsun haykırışları da duyulmayan özgür bir kenttir.
Böylelikle herkesin farklı bir dili,dini,yaşam tarzı olmakla birlikte,bu gibi yaşam şekillerine uzaktan tanımlamak isteyenlerin bunlara hoşgörü ile karşılamaları olurken bizlerde de bölgesel ve halk olarak “Saygı” duymak çerçevesi noktasında tanımlayabiliriz.
İnsanların yaşamlarında özellikle bir çocuğun yaşam tarzını yada yaramazlığını hoş görülmesi olabilir,Lakin;bir insanın dilini,dinini,etnik kimliğini ve en önemlisi olan maneviyatını hoş görülmekle değil de saygı çerçevesin de değerlendirmek daha doğru olduğunu biliriz.
Bütün bunlarla beraber kendi anavatanlarımıza topraklarımıza,Ortadoğu bölgesinin en kadim ve kutsal topraklarına bu bölgenin suyunu içmeyenlerin,ekmeklerini yemeyenlerin,bu toprakların havasını solumadan büyümüşlerin ve geldikleri coğrafyalardan birer etnik temizliğe girişmiş insanların aramıza sokulmaları ve bu kutsal topraklarımızda huzursuzluk yaratmaları bütün bölge halkını derinden üzmekle kalmayıp fazlasıyla huzursuzluk vermiştir.
Bizler bu kutsal toprakların kadim halkları olarak hep birlikte bu huzursuzlukları yaşadık,çünkü;hiçbirimizin birbirimizden farklılığı yoktu.Lakin sonradan bu topraklara gelen emperyalist güçlerin bizlerden farklı oldukları ve insanların arasına fitne fesatlık ve kendi çıkarları doğrultusunda kardeş kavgalarının oluşumlarına sebebiyet vermekteydiler.Sonradan gelen emperyalistlerin hepimize düşman olduklarını da görüp bilmemiz gerekir.
Ortadoğu’nun kutsal topraklarında yer alan Reyhanlı’da patlayan bombaların aslında kardeşçe yaşayanların birbirlerinden ayrılmaları içindi.Kutsal topraklara,kadim halklara ve en önemlisi barış’ı yok etmekle birlikte barış’a bir leke sürmek istemişlerdir her zaman.Emperyalistlerin en büyük amaçlarının kardeşçe yaşamlarımıza,kutsal yaşam topraklarımıza darbeler vurmak olduğu da bir gerçektir.
Ortadoğu’nun kutsal toprakları ve kadim halkların yaşadığı mozaik çok kültürlü medeniyetler beşiği olan Hatay için hep birlikte bütün dünya ülkelerine haykırmamız gerekmez mi?
Yüzyıllardan beridir Hatay üzerinden yüzlerce hatta binlerce oyunlar çevrilmedi mi ?
Yazılıp çizilip projelendirilmedi mi?
Bizleri Ortadoğu’nun kutsal topraklarında yaşayan kadim halkları birbirlerine kırdırmak için büyük oyunlar yazdılar çizdiler projelendirdiler. Fakat onların plan projeleri her zaman sekteye uğratıldı.Hatay’ın kadim halkları hiçbir zaman emperyalist güçlerin oyunlarına dahil olmadılar.
Türkiye Cumhuriyeti Ülkesinde yerine oturmayı bir türlü başaramayan demokrasi sorunlarına rağmen hiçbir dil,din ve etnik çatışmalara sebebiyet veren sahnesi olmayan “Doğu Akdeniz’in Mozaik Kültür Kenti olan Hatay” bugünden sonrada hiçbir kan emici emperyalist güçlerine teslim olmayacaktır.
İçerden ve dışarıdan her kim gelirse gelsin,bu kutsal toprakların kadim halklarını hiçbir zaman birbirlerine kırdıramazlar.Çünkü bu kutsal topraklarda bu kadim halklar birbirlerine kenetlenmiş ve büyük bir kuvvet oluşturmuşlar.
“Mehmet Kızılkaya”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.