Tüm dünya olarak koronavirüsün yarattığı sıkıntılarla yaşıyoruz son birkaç aydır. En son 102 sene önce İspanyol Nezlesi zamanında yaşanmış benzer bir salgın. Yani şu anda hayatta olan hemen hiç kimsenin böyle bir tecrübesi yok. Birçoğumuz vaka sayıları ve ölümler derken virüsün sebep olduğu diğer sorunlar gözardı ediyoruz. Ne yazık ki sadece virüs öldürmüyor, virüsün sebep olduğu psikolojik rahatsızlıklar da öldürüyor. Virüsten önce hepimizin aktif sosyal hayatları vardı. İşe gitmek, okula gitmek, alışverişe çıkmak, spor yapmak, maçlara gitmek, tatile çıkmak, uçağa binmek, restorana gitmek, bir parkta yürüyüşe çıkmak gibi aktivitelerimiz hayatımızın doğal parçalarıydı. Son birkaç aydır bunlar yasak. Sanki hayat durdu.

Bu salgının ne zaman ortadan kalkacağını ve işlerin normale döneceğini net olarak bilemediğimiz için stres yapıyoruz. Ölüm korkusu, işsiz kalma kaygısı, biriktirdiklerinin erimesi endişesi, eve tıkılma durumu, gelecek endişesi, sosyal mesafe kısıtlamaları, sevdiklerinden uzak kalma gibi olumsuz ve alışık olmadığımız şartlar stres yapıyor.

Kimileri bu stresi kaldırabiliyor. Hafif geçirenler evdeki aile üyelerine sarıyor. Yalnız ve fakir olanlar ise daha ağır geçirebiliyor, psikolojileri bozulabiliyor ve depresyona girebiliyor. Nitekim koronavirüs başladığından beri intihar olayları çok arttı. Örneğin son bir ayda sadece New York’taki  köprülerden atlayarak intihar edenlerin sayısı 400’ü geçmiş.

Sanırım tüm risklerine rağmen biran önce normal hayatımıza dönmemiz gerekiyor. Meğerse çoğu zaman şikayet ettiğimiz hayatımız ne kadar da iyiymiş değilmi? Gelin sık sık dostlarımızı arayalım, dertleşelim, birbirimize yardımcı olalım. Stres atmanın en iyi yöntemlerinden biri tatlı bir sohbettir. Sağlıklı ve stressiz kalmanız dileklerimle.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.